Saç ekiminde doğal ve sık bir görünümün oluşabilmesi için operasyonu yapan plastik cerrahın saç ekim konusunda yeterli deneyimi olmalıdır. Kullanılan cerrahi aletler yumuşak dokuyu zedelememeli, greftlerin alımı ve ekimi esnasında greftlere zarar verilmemelidir. Hasta saç teli ve greft arasındaki farkı iyi anlamalıdır.

Normalde saçlar saçlı deriden gruplar halinde çıkarlar. Bu gruplarda bir ila dört arası saç teli olabilmektedir. Bu gruplardaki saç teli sayısı insandan insana farklılık göstermektedir. Dolayısı ile ekilecek olan greftler hazırlanırken grup yapıları bozulmazsa donör alanda örneğin 3000 foliküler ünite kaç saç teli içeriyorsa ekilecek alanda da 3000 greft aynı sayıda saç teli içerecek ve ekim sonrası doğal görünüm kazanılmış olacaktır.

Eksizyon yönteminde ekilecek olan greftler, elde edilen bir saçlı deri parçasının daha küçük parçalara bölünmesi ile elde edilmektedirler. Bu parçalara ayırma esnasında grup yapının korunması oldukça güçtür. Grup yapısının bozulmaması sadece uygun deneyimli ellerde, kibar cerrahi aletlerin kullanıldığı foliküler ünite ekstraksiyonu yöntemi ile mümkündür. Bu yöntemle elde edilen greftler donör alanda oldukları gibi elde edildiklerinden, ekildikten sonra da yine aynen oldukları gibi çıkacaklardır.

saç ekim öncesi planlama çok önemlidir. Operasyon öncesi donör alandaki saçların durumu ve ekim yapılacak alanın büyüklükleri değerlendirilmeli en doğal sonuç için en uygun yoğunluk hesaplanmalıdır. Her operasyon adayının alın yapısı farklı olacağından saç çizgileri de farklı olacaktır. saç çizgisi planlanırken 3 boyutlu düşünülmeli karşıdan, yandan ve yukarıdan bakışta doğal görünüm elde edilebilmelidir. Saçsız alın bölgesinden saçlı deriye geçiş doğal olmalıdır.

Saç ekiminde kullanılacak olan greftlerin bütünlükleri korunmuş olmalıdır. Geniş alanlarda optimum yoğunluğun elde edilebilmesi ancak hastayı yormayacak bir sürede sürede en fazla greft elde etmekle sağlanabilecektir.

Greftlerin ekileceği kanallar ekilecek alan hesaplanarak hazırlanmalı, eldeki greftlerle maksimum yoğunluk elde edilebilmelidir. Kanalar hazırlanırken yumuşak dokuya hasar verilmemelidir. Ayrıca çıkacak olan saçların açılanmaları da yine 3 boyutlu düşünülmelidir. Bu amaçla hastanın küçülmüş saç tellerinin açılarından yararlanılırsa optimal doğal sonuçlar elde edilecektir.